Karşıt görüşler, şehir hastaneleri projelerinin işletmecilerine yapılan ödemeler üzerinden kamu kaynaklarının özel sermayeye aktarıldığını savunuyor. Yetkililer, köprü ve otoyollar gibi kritik altyapıların özelleştirilmesinin finansman ihtiyacını karşılayacağını öne sürerken, bu yaklaşımın vatandaşların cebinden çıkan paralarla desteklendiğini eleştirenler de çoğalıyor.
İktidarın uzun vadeli finansman arayışları, şehir hastanelerinin yapımı ve işletilmesi karşılığında firmalara yapılan ödemelerin, 2025 yılının ilk sekiz ayında dahi hatırı sayılır miktarlara ulaştığını gösteriyor. Cumhuriyete dayalı kamu harcamalarının özel şirketlerin kârını artıracak biçimde devam ettiği iddiaları, yıl sonuna doğru toplam ödemelerin yüz milyar TL sınırını aşabileceği öngörüleriyle gündeme geliyor.
Köprü ve otoyolların özelleştirilmesi tartışması yalnızca mali boyutu değil, yakın gelecekteki ulaşım ve altyapı politikalarının yönünü de belirleyen bir konu olarak öne çıkıyor. Bu süreçte, maliyetlerin ve garantilerin devlete bağlı kalması gerektiğini savunan görüşler, özel sektörün kâr hedefleriyle devletin toplumsal yükümlülüklerini nasıl dengede tutacağını sorguluyor.
Kamu-özel işbirliği çerçevesindeki yatırımlar için yapılan eleştirilerde, çeşitli köprü ve otoyollar üzerinden elde edilen geçiş ücretlerinin 2022-2024 arasındaki dönemde artış gösterdiği ve bunun Hazine kasasına önemli ölçüde katkı sağladığı belirtiliyor. Ancak proje işletmesinin şirketlere devredildiğinde, bu ücretlerin 2-3 kat artabileceği iddiası üzerinde de duruluyor.
Kış: Stratejik yatırımlar pazarlık konusu yapılamaz
CHP Mersin Milletvekili Gülcan Kış, günlük yoğun trafiğe sahip köprülerin ve otoyolların, devlet tarafından büyük kamu harcamalarıyla finanse edildiğini vurgulayarak, bu yatırımların yandaş şirketler veya yabancı fonlar için satışa çıkarılmasının halkın geleceğini riske atacağını belirtti. Kış, stratejik yatırımların pazarlık konusu yapılamayacağını ifade ederek, var olan yatırım modellerinin yeniden değerlendirilmesini talep etti.