Bir kalbin kırılması, sadece ruh halinde bir yara değildir; insan bedenine de derin etkileri olan bir süreç olarak karşımıza çıkar. Yas, çoğu zaman yalnızca duygusal bir deneyim olarak düşünülse de, bilimsel çalışmalar bunun bedensel sonuçlar doğurduğunu gösteriyor.
Yoğun stresin vücuttaki etkileri, sevdiğini kaybetmenin ardından başlıyor ve kronikleştiğinde sağlığı tehdit eden bir döngüye dönüşebiliyor. Özellikle stres hormonları yükseldiğinde bağışıklık sistemi zayıflıyor ve iltihaplanma artıyor; bu da kalp-damar sağlığını olumsuz yönde etkiliyor.
KIRIK KALP SENDROMU, bu hassas tepkilerin bir sonucu olarak bazı kişilerde görülebilen geçici bir durumdur. Yoğun duygusal baskı, kalbin bir bölümünde zayıflamaya yol açabilir ve kalp kası geçici olarak genişleyerek yeterince kan pompalayamaz. Belirtileri, bir kalp krizi hissiyle karışabilir, ancak damarlarda tıkanıklık bulunmaz. Çoğu hasta bu durumdan iyileşse de, yaşlılık veya önceden kalp hastalığı olanlar için ölümcül risk taşıyabilir.
UZUN SÜREN YASIN BEDENSEK ETKİLERİ, kronikleşen yas sürecinin ölüm riskini belirgin biçimde artırabildiğini gösterir. Risk, kaybın hemen ardından en yüksek seviyeye çıkıyor olsa da, ağır yas süreci 10 yıl boyunca da devam edebiliyor. Uzmanlar, bu durumun arkasında sürekli artan iltihaplanma ve giderek artan stres tepkisinin yattığını belirtiyor. Yas, yalnızca zihni değil, bedeni de derinden yoran bir maratondur.