Elazığ’ın Palu ilçesindeki tarihi Palu Kalesi’nde yürütülen arkeolojik kazılar hız kesmeden devam ediyor. Çalışmalar, Kültür ve Turizm Bakanlığı koordinasyonunda, Elazığ Valiliği ve Palu Kaymakamlığı’nın destekleriyle Mayıs ayında başlatıldı ve şimdiye kadar dört ayı aşkın bir süredir sürüyor. Projenin bilimsel danışmanı Doç. Dr. Harun Danışmaz, elde edilen verilerin dikkat çekici olduğunu belirtiyor.
ÇOK FARKLI DÖNEMLERE AİT KALINTI BULUNDU Kalenin kazı alanında Osmanlı, Bizans ve Urartu dönemlerinden kalıntılarla birlikte çanak-çömlek ve testiler gibi çeşitli buluntular ortaya çıktı. Doç. Dr. Danışmaz, “Kazılardan çıkan eserler Palu Kalesi’nde tarihin her dönemde canlı olduğunu gösteriyor.” diye konuştu.
ÖNEMLİ VERİLER ELDE EDİLDİ Sezai gezginlerin sözünü ettiği yapıların kanıtlarını ortaya koyduklarını söyleyen Danışmaz, “11 yıldır bu bölgede çalışıyoruz. Kızılortalı Palu Kalesi’nde kazılarımıza mayıs ortasında başladık ve bu kısa sezon içinde önemli bulgular elde ettik.” ifadelerini kullandı. Ayrıca “Seyyahların Palu Kalesi’yle ilgili ipuçlarını destekleyen yapılar artık kanıtlandı.”
“3 BİN YILLIK BİR KALE” Kalede özellikle Osmanlı’nın erken ve son dönemleri ile Bizans dönemine ait yapıların temel seviyelerindeki duvarlar gün yüzüne çıkarıldı. Elde edilen buluntular ise oldukça zengin; çanaklar, çömlekler ve testilerin bütün halinde görüldüğü buluntular, Palu Kalesi’nin 3 bin yıllık bir geçmişe sahip olduğuna işaret ediyor.
KAZILARLA BİRLIKTE KANITLAR ORTAYA ÇIKIYOR Mevcut bilgiler Urartu döneminde kaledeki ilk yerleşimin başladığını gösteriyor. Zamanla hemen hemen her dönemde, özellikle Osmanlı’nın son dönemine kadar kaledeki yerleşimin sürdüğü biliniyor; ancak bu yerleşime ait kesin kanıtlar şimdi kazılarla açığa çıkıyor. Danışmaz, “Bu süreçte elde ettiğimiz bulgular, geçmişteki yapıların varlığına dair yeni kanıtlar sunuyor.”
“KAZIDA ETİKETLEME SİSTEMİ UYGULANLIYOR” 3 bin yıllık Palu Kalesi’nde bulunan çanak-çömlekler, yerleşimin işlevleri ve dönemler hakkında önemli ipuçları veriyor. Kazı evi ve laboratuvar çalışmalarıyla bir araya getirilen buluntular için “Her esere Palu numarası veriliyor ve veriler güvenli bir veritabanında saklanıyor.” şeklinde konuşuldu. Bu etiketleme sistemi, ilerideki araştırmaların daha kolay ve düzenli yürütülmesini sağlıyor.
Bu çanak-çömlekler yalnızca hangi dönemlerde Palu Kalesi’nde yerleşildiğini göstermiyor; aynı zamanda o dönemde yaşayan insanların yaşam biçimlerine dair ipuçları da sunuyor ve kanıtlar aracılığıyla geleceğe aktarılıyor.