Bayburt’ta yaşayan Fadime Palabıyık, gelin geldiği ve 44 yıldır kiracısı olduğu evini adeta bir saraya dönüştürdü. Evinin önüne diktiği meyve ağaçları ve eşiyle birlikte yaptığı ahşap oturma alanı, mahallelinin ve geçenlerin dikkatini çekiyor.
“KİRACI OLMAMIZ, EVİMİZE KÖTÜ BAKACAĞIMIZ ANLAMINA GELMEZ”
Dört çocuğunu da bu evde büyütüp evlendiren Palabıyık, yıllardır kirada yaşamasına rağmen evi kendi evi gibi sahiplendiğini söylüyor: “Kiracıyız diye hor bakmadık, evimizi tertemiz tuttuk. Ev sahiplerimiz bizi kendi evlatları gibi görüyor.”
MEYVE AĞAÇLARIYLA YEŞEREN SOKAK
Mahalleye taşındıklarında evin önündeki taşları söküp kayısı, üzüm, erik ve böğürtlen fidanlarını diken Palabıyık, zamanla meyve veren ağaçlarla çevresini de renklendirdi. Sokaktan geçenler, ağaçların meyvesini yiyerek gördükleri bu değişimi beğeniyle karşılıyor. Palabıyık ise “Herkes meyvelerimden yedi, iyi ki de yediler. Taşa bakacaklarına meyve ağaçlarına baksınlar istedim.” diyor. Mahalle sakinleri ve yolcular bu caddeyi adeta “tatil beldesi” gibi görüyor.
HASAN AĞA KONAĞI’NDA YAZ KEYFİ
Eşi Hasan Palabıyık ile birlikte evlerinin yanına kurduğu ahşap oturma alanını eski eşyalarla süsleyip “Hasan Ağa Konağı” adını veren Palabıyık, yaz aylarını burada geçirmeyi sevdiğini ifade ediyor. “Komşularımız, arkadaşlarımız geliyor, gece geç saatlere kadar oturuyoruz. Herkes çok beğeniyor.”
“44 SENE OTURDUK, ÇÜNKÜ EVİMİZE SAHİP ÇIKTIK”
Konuyla ilgili görüşünü paylaşan Palabıyık, kiracı-ev sahibi tartışmalarına şu sözlerle değindi: “44 sene kirada oturulur mu? Ama biz oturduk. Çünkü evimize sahip çıktık. Ev sahiplerimiz de bizi evlatları gibi sevdi. Kiracı olmak evine bakmamaya bahane değil. Önemli olan kaldığın yeri sahiplenmek.”