Altensis Yönetici Ortağı Dr. Emre Ilıcalı, Bloomberg HT Üst Düzey programında Arzu Maliki’nin sorularını yanıtladı. Gayrimenkul sektörü için 2025’in kolay geçmediğini, sektörün son dönemde yavaş da olsa ivmelenmesine dikkat çekti. Genel olarak ekonomiye kıyasla daha temkinli ilerlediğini belirten Ilıcalı, sürdürülebilirlik ve dirençli şehirlerin her zaman gündemde kaldığını ifade etti. Türkiye’de ise yurt dışındaki projelere odaklandıklarını, İstanbul Finans Merkezi gibi büyük projeleri tamamlayarak proje stoğu oluşturduklarını söyledi. Yurt dışında ise danışmanlık ve mühendislik alanlarında 30’un üzerinde ülkede çalıştıklarını belirtti.
Sektörde yeni trend sürdürülebilirlik konusunda konuşan Ilıcalı, küresel ısınmanın bir iklim krizi olduğuna vurgu yaptı. Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği’nin karbon emisyonları ve karbon ayak izi konularında sıkı yaptırımlar uyguladığını belirtti. Yeşil mutabakat kapsamında AB’nin getirdiği regülasyonların inşaat gibi hammaddeleri yoğun sektörleri etkilediğini ifade eden Ilıcalı, gayrimenkul sektörünün karbon emisyonlarının yaklaşık %40’ından sorumlu olduğunu dile getirdi. Türkiye genelinde yeşil bina sayısının yaklaşık 2 bin olduğunu, bunun ise maliyet açısından projelerin büyük bir kısmını oluşturduğunu sözlerine ekledi.
Finansman koşulları konusunda ise yeşil üretimin artık bir zorunluluk olduğuna dikkat çekti. Yeşil olmayan projelere finansman verilmeme ihtimalinin arttığını söyledi. Dünya Bankası ve kalkınma bankalarının uygun kredilerle yeşil dönüşümü desteklediğini belirten Ilıcalı, yakın zamanda İstanbul Dirençlilik Projesi adı altında 650 milyon dolarlık kredi sağlandığını aktardı. EBRD’nin benzer kredi imkanları sunduğunu belirten Ilıcalı, son beş yılda Türkiye’ye verilen yeşil kaynaklı kredilerin toplamının 5 milyar dolara ulaştığını kaydetti. Leasing ve yeşil mortgage gibi finansman modellerinin de yaygınlaştığını sözlerine ekledi.
Türkiye’nin konumu ise küresel bağlamda avantajlı görüldü. Türkiye’nin Avrupa içinde iyi bir konumda olduğunu, Amerika ve Çin’in ilk iki sırada olduğunu, Avrupa ülkeleri içinde ise Türkiye’nin nispeten önde yer aldığını belirtti. Türkiye’nin konut üretim kapasitesiyle de bağlantılı olan bu konumun, yeşil bina yönetmelikleriyle de paralel ilerlediğini vurguladı. Temel hedefler, temiz enerji kullanımı, elektrikli araç altyapısı ve yağmur suyu yönetimi gibi başlıkları kapsıyor ve artık müteahhitlerin bu konularda çalışmalarını zorunlu kıldığını söyledi. Denetime ise daha çok önem verilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.
News
