Gazze’ye yönelik saldırılar dinmiyor; halk, zorlu koşullar altında yaşamını sürdürmeye çalışırken sevdiklerini kaybetmenin acısıyla boğuşuyor. Bu bağlamda Ümit Yenişehirli, geçmişten günümüze İsrail devlet başkanlarının gerçekleştirdiği katliamları ele alan bir yazı kaleme aldı.
KATLİAMCI BAŞBAKANLAR ifadesiyle özetlenen trajedede, İsrail’in kararlı saldırıları ve onların arkasındaki liderler, yaşanan insanlık dramını derinleştiriyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın tanımlamasıyla “Kafir Netanyahu”, 77 yıl boyunca süregelen zulmün sembolü haline geliyor. 1948’den günümüze kadar, başbakanların çoğu dönem, Filistinlilerin yaşamını kaydıran ve topraklarını darbelerle değiştiren politikalarıyla hafızalarda yer edindi. BEN-GURİON 15 BİN FİLİSTİNLİYİ ŞEHİT ETTİ, 700 BİNİNİ ÜLKEDEN ÇIKARTTI başlığı altında Ben-Gurion’un uygulamalarıyla yüz binlerce insanın evlerinden edildiği ve pek çok köyün yok edildiği dönemler yoğun şekilde anılıyor.
İsrail’in kuruluşundan bu yana bölgeye getirdiği kan ve gözyaşı, kronik bir tarihsel gerçek olarak karşımızda duruyor. Birleşmiş Milletler’in bölgeyi iki devlet yerine tek devlete indirgeyen süreçler, 6 kasaba ve 530’dan fazla Filistin köyünün yok oluşuna yol açan kararlar, bugün hala tartışılan ve yankı uyandıran gerçekler arasında yer alıyor. NOBEL BARIŞ ÖDÜLÜ SAHİBİ KATLİAMCI: MENAHEM BEGİN, 1982 Lübnan Savaşı sırasında sivilleri hedef alan operasyonların mimarı olarak eleştirilirken, ona verilen Nobel Barış Ödülü de eleştirel bir çarpıtmaya işaret ediyor.
İSRAİL KAHAN KOMİSYONU BİLE ŞARON’U SUÇLU BULMUŞTU sözleri, Beyrut’taki katliamların sorumluluk payını hatırlatır. Şaron’un emriyle Sabra ve Şatila’daki katliamda yüzlerce sivil hayatını kaybetti. Bu süreç, Kahan Komisyonu’nun ardından bile kayda değer bir hesaplaşmayı gerektirdi.
ERDOĞAN’IN ‘ONE MINUTE’ SÖZLERİNİN ARDINDAN İsrail’in şiddetine dair bir diğer bakış açısını ortaya koyuyor. Peres’in başbakanlığı dönemi, Kana ve Gazze’deki operasyonlarla birçok sivilin hayatını alt üst etti. Naftali Bennett ise bu bağlamda 2021’de İsrail Başbakanı olarak görülen isimler arasında; 1990’lar ve 2000’ler boyunca süren çatışmalar bu dönemin en belirgin özellikleri olarak kayda geçiyor.
NETANYAHU, SADECE İKİ YILDA 64 BİN FİLİSTİNLİ’Yİ ŞEHİT ETTİ iddiası, bölgedeki askeri operasyonların boyutunu ve sivil kayıplarının büyüklüğünü vurguluyor. 7 Ekim 2023’te başlayan operasyonlar, Demir Kılıçlar ismiyle anılan bir döneme damgasını vurdu ve 64 binin üzerinde Filistinli’nin hayatını kaybetmesiyle sonuçlandı. Bu süreç, başbakanların kararlarının küresel etkisini de yeniden gündeme taşıyor.
GOLDA MEİR: İSLAM ÜMMETİ UYUYAN BİR ÜMMETTİR sözleriyle tanınan Meir’in, Mescid-i Aksa’ya yönelik saldırılarındaki rolü, dini ve kültürel mirası derinlemesine tartışmaya açıyor. 21 Ağustos 1969’da yaşanan olaylarda, Salahaddin Eyyubi’nin mirasıyla özdeşleşen Kıble Mescidi’nde yangın çıkaran minberin kül olması, bölgenin tarihinde izlerini bıraktı. Olayı takiben dini ve kültürel kimliğin güvenliği konusunda geniş kapsamlı tartışmalar başladı.
“O gece sabaha kadar korkudan uyuyamadım.” diyen Golda Meir’in sözleri, İslam dünyasının uyanışını ve bu tür olayların ardından gelen politik sonuçları hatırlatıyor. GOLDA MEİR: İSLAM ÜMMETİ UYUYAN BİR ÜMMETTİR ifadesi, bölgedeki gerilimi sembolize eden tarihi bir döneme işaret ediyor.